İsrail istihbaratına casusluk yapmakla suçlanan 57 sanık Türkiye’de hakim karşısına çıktı
İsrail istihbaratı adına casusluk yapmakla suçlanan ve Türkiye’de yaşayan Filistinli aktivistlere ve İsrail’in Filistin politikasına karşı çıkan kişilere karşı eylem hazırladığı iddia edilen 26’sı tutuklu 57 sanığın davası başladı.
İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Marmara Ceza Kurumları karşısındaki salonda yaptığı duruşmaya sanıklar ve avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan sanıklardan Ahmet Koray Ö, 11 aydır tutuklu olduğunu, kendisinin eski polis memuru, albay oğlu, kardeşinin savcı, kızının ise savcı olduğunu ifade etti. subay.
İstanbul’daki MİT operasyonu sırasında gözaltına alındığını anlatan sanık, önceki sözlerini kabul etmeyerek suçlamaları reddetti.
Emniyette görev yaptığı dönemde manşet işlerinde çalıştığını ve aynı zamanda narkotik polisi olarak da çalıştığını belirten Ahmet Koray Ö, casusluğun kendisi için ciddi bir suçlama olduğunu ifade etti.
Oğlu Okan A. ve Alperen E. ile birlikte davanın kilit isimleri olarak görüldüğünü kaydeden Ahmet Koray Ö, adli kontrolle serbest bırakılmasını talep etti.
Sanık Seyit Ahmet Y. de 2009 yılı sonunda polislikten emekli olduğunu ve Bakırköy’de özel dedektiflik şirketi kurduğunu belirterek, kendisinin İsrail istihbaratına casusluk yapacak, kasten böyle bir suça bulaşacak biri olmadığını savundu.
Eşi Zarine P. ile birlikte yargılanan sanık Cesur P. de emekli jandarma olduğunu ve 1997 yılındaki Çekiç Operasyonu’nda yaralandığını söyleyerek hakkındaki suçlamaları reddetti.
Özel Dedektifler Derneği Başkanı Savunması
Sanık İsmail Y, kurduğu Özel Dedektifler Derneği’nin 16 yıl başkanlığını yaptığını, tıp mesleğinden emekli olduktan sonra Türkiye’nin buna ihtiyacı olduğunu düşünerek özel dedektif olarak çalışmaya başladığını anlattı.
Türkiye’de özel dedektiflik yapılabileceğini belirten bir yasanın bulunmadığını ancak yasak da olmadığını belirten İsmail Y, yasa çerçevesinde bu işin nasıl yapılabileceği konusunda çalıştıklarını ve bir taslak hazırladıklarını ifade etti. özel dedektiflik kanunu.
Soy kütüğü ve ticari araştırma da yaptığını kaydeden İsmail Y, yaptığı işin özel dedektiflik faaliyeti olduğunu öne sürdü.
Kendisi ve ortağı Ayla Y.’nin gözaltına alındığını, Aydın’da yaşayan kızının da gözaltına alındığını anlatan İsmail Y, “MOSSAD ajanı olmakla suçlandığımızı öğrendiğimizde şok olduk. Milliyetçi bir insan, Allah’ın lanetlediği İsrail toplumunun casusu olmakla suçlanmak beni çok üzdü.” sözlerini kullandı.
Güvenlik hizmetleri, özel dedektiflik ve danışmanlık şirketi bulunduğunu söyleyen sanık Mustafa S., kayıp çocukları bulduğunu ve yurt dışından binlerce müşterisi olduğunu iddia etti.
Sanık Hakan K., Kocaeli Üniversitesi’nden araştırma ve izleme belgesi aldığını ve 2008 yılında özel dedektiflik şirketi kurduğunu belirterek, müşteri memnuniyeti odaklı çalışmaya çalıştığını ve ülkeye ihanet etmediğini savundu.
Diğer savunmalar
Sanık Abülvahap G, bir alışveriş merkezi ortağı olduğunu, bir süredir bungalov işletmeciliği ve emlak işi yaptığını, dedektiflik yapmak istediği için de bu işe bulaştığını söyledi.
Abülvaha G, “Biz kullanılsaydık, bizi kullanmaya kalksalardı her şeyi karakolda anlattım ki her şey anlaşılsın, devletimize yardım edelim. Benim şahsıma karşı casusluk falan yapmayı asla düşünmem.” devletim ve milletim. Ben sadece dedektiflik yapmak istiyordum. 2-3 yıl zaten yaptım, sonra “Kendi işime döndüm. 2-3 dedektifle çalıştım.” dedi.
Sanık Ahmet Ş. 2020 yılında işsizken bir ilandaki “Arapça ve Türkçe bilen eleman aranıyor” yazan numarayı aradığını, karşı taraftaki kişinin kendisine WhatsApp kümelerinin olduğunu söyleyip aramasını istediğini anlattı. Bu kümedeki günlük olaylarla ilgili Türkçe’den Arapça’ya çeviri yapın.
Ahmet Ş, “Tanıştığım kişi yabancı ülke istihbaratçısıydı. Ancak yasa dışı bir şey yapmamı istemedikleri için bilmem mümkün değil. Amacımız ilerleyen zamanlarda sosyal medyada paylaşımlar yapmaktı. Bu grubun sayısı oldukça fazlaydı. Kesinlikle kanun dışı bir şey yapmadım. Ben bir iş adamıyım. Devletime saygı duyuyorum ve “Milletime karşı bir şey yapmam mümkün değildir. Ne eyaletimin hiçbir yerinin fotoğrafını çektim, ne bir bilgi edindim, ne de kimseyi takip ettim.” dedi.
Sanık Khaled N, Gazzeli olduğunu, ailesinin hâlâ İsrail bombardımanı altında yaşamaya çalıştığını, MOSSAD casusu olmakla suçlanamayacağını iddia etti.
Savunmasını yapan diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi.
Duruşmaya yarın sanıkların savunmasıyla devam edilecek.
Mahkumlardan 20 yıla kadar hapis isteniyor
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün 9 Aralık 2022 tarihli yazısı üzerine savcılığın soruşturmayı başlattığı belirtildi.
İddianamede, bağlı kurumlardan aktarılan bilgilerde; İsrail istihbarat servisinin internet tabanlı taşınabilir uygulamalar üzerinden uzaktan, çevrimiçi bir operasyon grubu oluşturduğu ve bu grup aracılığıyla uzaktan kaynak sağlanması, canlı kurye aracılığıyla kaynaklara para aktarılması ve taktiksel görevlerin yerine getirilmesinin hedeflendiği kaydedildi. alandaki amaçları.
İddianamede ilk temasın cep telefonlarına kodlanan Telegram ve Whatsapp uygulamaları, sosyal medya hesapları, Linkedin ve e-posta üzerinden yapıldığı belirtiliyor. İletişim operasyonel Telegram ve Whatsapp uygulamaları üzerinden sürdürüldü, kesinlikle görüntülü ve sesli görüşme yapılmadı, yapılan işin ödemeleri uluslararası para transferi şirketleri aracılığıyla yapıldı. Kripto paralar, para transfer ofisleri ve canlı kuryeler aracılığıyla yapıldığına dair bulgular mevcut.
İddianamede, dedektiflerin profesyonelce yapılması gereken işlerde kullanıldığı, şüphe uyandırmayan kişilerin ise çok sayıda taktik işlerde kullanıldığı, taktik iş verilen kişilere bu tür hizmetler verildiği belirtildi. Whatsapp grubu kurma ve yönetme, web sitesi kurma ve yönetme, online haber gazetesi tasarlama, araştırma, para transferi, fotoğraf ve video dokümantasyonu gibi. Kendisine takip, saldırı ve yaralama, soygun yapma, operasyonel sınırları sağlama, Suriye ve Lübnan’da araştırma yapma talimatı verildiği belirtiliyor.
Dedektiflere biyografik bilgi toplama, keşif soruşturması, fotoğraf/video belgeleme, canlı takip, takip cihazı yerleştirme, canlı kurye bulma ve siber aktivite gibi görevler verildiği belirtilen iddianamede, dedektiflerden sistemdeki açıkları kullanmaları istendi. Çevrelerindekiler devletin veri tabanındaki bilgileri elde etmek için kritik devlet kurumlarında çalışıyorlar. sağlayabileceklerinin belirlendiği vurgulanıyor.
İddianamede, “İsrail istihbarat teşkilatında görev yapan kişilerin, taleplerin gerekçesi ve amacını, vereceği maddi/manevi zararı ve yaratacağı ulusal güvenlik açığını bilmelerine rağmen faaliyetlerine devam ettikleri” belirtildi. Aynı zamanda muhataplarının kimliklerini gizlemeye çalıştılar, yapılan ödemelere fatura kesmediler, yurt dışında olmalarına rağmen Türkiye’ye gelmediler.” Ödemelerin bireyler aracılığıyla (canlı kurye) yapılmasını şüpheli bulsalar da maddi çıkarlarını ön planda tuttukları belirtiliyor.
57 şüpheli hakkında “Devletin gizli bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla elde etmek” suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.